Dinozorlar çağında çevresine korku saçan, uçana kaçana rahat vermeyen fakat uslu uslu durana karışmayan bir dinozor varmış. Akıl ve irade sahibi varlıklar bile bundan ilah gibi çekinir, korkarmış. Allah bu pervasız dinozora bir ders vermek istemiş. Dinozorların dünya yüzeyinden yokedilmelerinden önce ki günlerden bir gün; Bu pervasız dinozor yine ortalıkta dolaşıp korku saçıyorken, ilerlemek için ayağını kaldırıp tam bir adım atacakmış ki Allah tarafından ceviz kadar beyninin neresinden bilinmez bir hayal peydah oluvermiş.
Allah bastığı toprağı almış, koca kıtaları yerinden oynatmış sarsmış. Ezmiş , büzmüş batırmış, çıkarmış dinozorun bastığı toprağı yerin altına ateşin içine kaydırmış. Öyle olmuş ki, toprak erimiş maden içinde sıvılaşmış ateş olmuş yanmış.
Yer değişmiş bataklık olmuş dinozor batmış, üstüne kat kat toprak atmış. Dinozor bugün petrol dediğimiz şeye dönüşmüş.
Dinozorun dönüştüğü bu petrolü alıp, bitlilerin kafasına sürmek için benzin yapmışlar. Benzini yakıp patlatarak ta hareket üreten patlarlı motoru bulmuş, bir de bunu bir arabaya takmışlar.
Dinozorun dönüştüğü petrolden lastik yapmışlar, içine şamriyel deyip hava basmışlar, dışını da dinozor derisi gibi dayanıklı olsun diye sert ve kalın yapmışlar. Adına tekerlek denen bu şeylerden arabanın altına takmışlar.
Bu arada Allah ibret aldıracak ya, Dinozorun bastığı o toprağı on binlerce yıl sonra döndürüp döndürüp toprak üstüne geri çıkartmış. Yine Allah'ın hikmeti bu ya! öyle bir denk getirmiş ki, dinozorun bastığı o toprağın üzerine , dinozorun dönüştüğü petrolden, "lastikler çabuk aşınmasın, dinozorun azabı uzun sürsün" diye zift yapıp asfalt dökmüşler. Öyle olmuş ki Dinozorun bastığı toprağın üstüne dinozoru serip, kendi kanını yakıp patlatarak, kendi etini-bedenini kendi bedeninde yürütmüşler de yürütmüşler.
Dinozor havadaki ayağını yere basana kadar bütün bunları hayalinden görüverince, kıt olan aklı'da gitmiş delirmiş. Bir kaçışı varmış ki görmelisiniz.
Çünkü irade sahibi bir varlık olmadığından hiç birşey anlayamamış, sadece korkmuş salak!
İbret almak ta başkalarına nasip olmuş.
Yazan ; Kemal Aslan